Hak temelli yerel politika bağlamında Beyoğlu’ndaki göçmenler: nitel bir araştırma
ÖZET
Bu rapor, İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde giderek çeşitlenen göçmen gruplarının mekânda tutunma, yerleşme, hareketlilik dinamiklerini, kentsel hizmetlere erişim düzeylerini ve erişim sorunlarını ele almaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Planlama Müdürlüğü, Beyoğlu İlçesi için katılımcı bir strateji planı hazırlama çalışmaları yürütmektedir. Bu rapora zemin teşkil eden araştırma, Beyoğlu’nda yaşayan göçmenlerin koşulları ve mekândaki yerleşimleri hakkında veri üreterek, İBB’nin Beyoğlu ilçesi için katılımcı planlamaya ilişkin faaliyetlerine bir katkı sağlama amacını taşımaktadır. Ağustos-Kasım 2021 tarihleri arasında nitel yöntem kullanılarak yapılan araştırma kapsamında Beyoğlu’nda beş farklı göçmen grubuyla altı odak grubu toplantısı gerçekleştirilmiştir. Göçmenlerle çalışan sivil toplum kuruluşları, inisiyatifler ve bireyler ile göçmenlerin yaşadıkları mahallelerin muhtarları ve bir Mahalle Evi’nin çalışanlarıyla mülakatlar ve yuvarlak masa toplantıları düzenlenmiştir. Ayrıca, göçmenlerin yoğun olduğu mahallelerde yürüme çalışması ve gözlem yapılmıştır. Ortaya çıkan zengin nitel verinin analiz edilmesiyle hazırlanan raporun belli başlı bulguları şu şekilde sıralanabilir:
* Sosyo-mekânsal yapısı Cumhuriyet öncesinde ve sonrasında göçlerle oluşan Beyoğlu ilçesi, son 20 yıldır artan çeşitlilikte göçmen gruplarına ev sahipliği yapmaktadır.
* Sakinlerinin yaklaşık beşte biri göçmenlerden oluşan Beyoğlu, bu haliyle İstanbul ortalamasının üstünde (yaklaşık %9-10) bir göçmen nüfusa sahiptir.
* Beyoğlu’ndaki en büyük göçmen grubunu geçici koruma statüsündeki Suriyeliler oluşturmakla birlikte, ilçede çok sayıda düzensiz ve kayıtsız göçmen nüfus mevcuttur. Ayrıca, kısa süreli ikamet izniyle Türkiye’de bulunan göçmenler de vardır. Bütün bu gruplar arasında en önemlileri; geçici koruma statüsü olmayan veya kaydı başka illerde olan Suriyeliler, Sahra-altı Afrikalılar, Kuzeybatı Afrikalılar, Güney Asyalılar, İranlılar ve Özbeklerdir. Saha araştırmasına Özbekler dışındaki gruplar dahil edilmiştir.
* Beyoğlu’ndaki göçmen varlığının en önemli belirleyenleri ilçenin sosyo-mekânsal özellikleridir.
* Beyoğlu’nun Tarlabaşı gibi bölgelerinde on yıllardır metruklaşmakta olan konut stoku, İstanbul’a yeni gelen düzensiz veya yoksul göçmenler için barınabilecekleri bir alan yaratmıştır. Ancak göçmenlerin oturduğu konutlar insani barınma koşullarını çoğu kez karşılamamaktadır.
* Bazı göçmen grupları ilçeye yerleşirken, transit göçmenler ve daha iyi çalışma ve barınma fırsatları arayanlar için Beyoğlu bir “bekleme odası” işlevi görmektedir.
* Beyoğlu’nda kamu kurumlarının bazı mahallelerdeki sosyo-mekânsal koşullara yönelik kayıtsızlığı da ilçede kayıtsız ve düzensiz göçmenlerin yerleşimini kolaylaştıran bir unsurdur.
* Beyoğlu’nda yoğunlaşan yeme-içme ve konaklama sektörleri ile küçük imalat sektörünün varlığını sürdürmesi, göçmenlere kayıt dışı çalışma olanakları sunmaktadır.
* İlçede turizmle birlikte öteden beri var olan seks ve uyuşturucu ticareti gibi sektörler de genç düzensiz göçmenlerin bir kısmını ilçeye çekmektedir.
* Beyoğlu’ndaki göçmenlerin birçoğunun kayıtsız veya düzensiz olması, sağlık hizmetleri ve eğitim gibi temel haklara ve işgücü piyasalarına erişimlerini çok olumsuz etkilemektedir.
* Kayıtsız ve düzensiz göçmenlerin çocuklarının örgün eğitime erişimi yoktur. Kayıtsız Suriyelilerin çocukları arasında çocuk işçiliği de yaygındır.
* Göçmenlerin temel sağlık hizmetleri ve bulaşıcı hastalıklardan korunma ve tedavi hizmetlerine erişiminin çok yetersiz olması, halk sağlığı açısından da bir risk oluşturmaktadır.
* Beyoğlu’nda göçmenlerin hizmet alabildiği kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları sınırlıdır. Sivil toplum kuruluşları genelde Suriyelilere yönelik faaliyetler yürütürken, diğer göçmen gruplarına destek için oluşturulan sivil inisiyatifler mevcuttur.
* Suriyeliler dışındaki göçmen gruplarının kendi ülkelerinden gelenlerle yardımlaşmak için oluşturdukları enformel örgütlenmeler de mevcuttur; ancak bunlar, sağlık, eğitim ve barınma konusundaki temel ihtiyaçlarını karşılamaları için yeterli değildir.
Yukarıda özetlenen bulgular ışığında, raporda özellikle yerel yönetimlere yönelik bir dizi politika önerisi yer almaktadır. Bu politika önerileri, kapsayıcı bir belediyecilik anlayışıyla ve temel insan haklarını gözetecek şekilde, kentsel kamusal hizmetlerin göçmenleri de kapsayacak şekilde tasarlanmasına yöneliktir. Politika önerileri şu konuları kapsamaktadır: Göçmenlerin temel sağlık hizmetlerine erişimi, göçmen çocukların örgün eğitime erişimi, özellikle kadınların ve çocukların beledi hizmetlerden yararlanabilmesi için çok dilli hizmetler tasarlanması, yerel yönetimlerin kapsayıcı ve güvenli ortak kullanıma uygun kamu alanları oluşturması, yerel yönetimlerle sivil toplum kuruluşları arasında göçmenlere destek için iş birliği yapılması, yerel yönetimlerin göçmenlerin kültürel faaliyetlerine kamusal alanlarını açmaları.